Henster

Turkcell’in Çekim Gücü sloganıyla ünlenen eğlenceli reklamını izlemeyenler yoktur sanırım. Reklamla ilgili bilgi hemen her sitede bulunduğundan fazla üzerinde durmayacağım. Reklam’da çalan müzik’in farklı bir versiyonunu Nil Karaibrahimgil seslendiriyordu.  Uzun arayışlarım sonucu nil’in  seslendirdiği çekim gücü adlı parçayı da buldum.

Orjinal reklam filminin müziğinden farklı olan ve zil sesi olarak kullanılabilecek güzel bir melodi bence. Ben kullanıyorum sizlerde kullanmak isterseniz buradan indirebilirsiniz. Reklam filmini izlemedim diyenler de şuradan bakabilir.

Go get Adobe Flash Player!

Honda civic’e olan hayranlığımdan önceki yazımda yeterince bahsetmiştim.  Şimdi ise aynı arabanın manuel ve otomatik şanzıman motorları hakkında kendimce birşeyler söyleyeceğim. Arabalarla ilgilenmeye başladığımdan beri manuel motorlar bana daha yakın ve çekici gelirdi.

Otomatik vites kullandığım araç sayısı da bir elin parmaklarını geçmez, genelde manuel araba kullanırım. Tabi manuel’i sevmemin bir diğer nedeni ise zamanında aldığımız makine ve makine tasarım dersleridir.

Ne alaka diyeceksiniz şimdi. Ben bugüne kadar makineyle ilgili bir bölüm okuyupta otomatik vites iyidir diyen birini görmedim. Makinecilerin huyundanmıdır suyundanmıdır bilmem ama otomatik vitesleri pek sevmezler hani az çok işin içinde oldukları  için.

Yazıyı okumaya devam et »

Sıcak yaz aylarında converse ve dexter’ın tek başlarına gitmeyeceğini düşünerek yanına beyaz nike capri modelini aldım. Converse günlük  giyildiğinde iç kısımları hızlıca aşınıyor ve yırtılıyor. O yüzden yeni bir model şarttı ve bende tercihimi nike dan yana kullandım. Dexter’ı her zaman giymiyorum arada sırada aklıma gelirse ya da gözüme çarparsa giyiyorum.

Gossi aylardır yatıyor,  sileni yok Diğer eski converseler giyileceği günü bekliyor heyecanla. Gerçi bu gidişle onlara biraz zor sıra gelecek ama neyse bakalım kısmet. Ayakkabı topluluğundan bahsediyorum.

Yazıyı okumaya devam et »

Türkiye’nin büyük kentlerinde yaşanan trafik sorunu en büyük problemlerin başında gelir sanırım.  Özellikle çarşı dediğimiz merkezi yerlere sivil araçların ve toplu taşıma araçlarının girmesi yayalar açısından çekilmez bir hal yaratır. İnsanların yoğunluğu araçların çokluğu derken adım atacak yer kalmıyor kimi yerde.

Hatay tarafında kullanılan basit ama getirisi olan bir yöntemden bahsedeyim sizlere. Daha çok mağaza ve esnafların bol olduğu yerlere konulmuş olan park metrelere büyük ilgi gösteriyorlar. İlginin büyük olma nedeni ise ceza yeme korkusu.

Yazıyı okumaya devam et »

Elektro-Manyetik  Radyasyon (EMR) ölçümü dediğimiz olayın nasıl yapıldığı hakkında bir kaç şey söylemek istiyorum.  EMR ölçümü  genellikle bazistasyonlarının yaydığı manyetik alan şiddetini tespit etmek için yapılır. Her yeni kurulan istasyonun ve üzerinde değişiklik yapılan sahanın emr ölçümleri mutlaka yapılır.

Genelde halk arasında konuşulurken ‘bunu buraya diktiler ama ne arayan var nede denetleyen’ şeklinde ifadeler kulağımıza  gelir bazen. Halbuki bilseler o sahanın ilk kurulduğunda detaylıca ölçümünün yapıldığını bu kadar tepkili olmazlar sanırım.

Gsm şirketleri yeni baz istasyonu kurduğunda ilk önce kendileri değerleri kontrol eder ölçüm yaparlar sonra da dosyasını BTK ‘ya gönderirler. Bilgi Teknolojileri ve İletişim kurumu dosyayı inceledikten sonra kendi ekipleri ölçüme çıkar ve gönderilen değerleri karşılaştırırlar.

Yazıyı okumaya devam et »

Onun deli dolu haline  sert bakışlı görüntüsüne ve beyazımsı güzelliğine aşığım ben aşık. Tarif edilemez bir sevgi var içimde ne derdimi anlatabildiğim birileri  nede beni anlayan başkaları var çevremde. Kendimi ondan alamıyorum her seferinde dönüp tekrar tekrar bakıyorum  çaresizce.

Işıklarda yan yana geldiğimde bile kendi arabamdan çok ona bakıyor iç geçiriyorum herseferinde. Onun peşine düşüp gittiği yere kadar da gitmek istiyorum bazen.

Bilenler bilir bilmeyenlerde şimdi öğrenir benim ne kadar Honda Civic hastası olduğumu.  Üzerinde Honda motor olan her türlü icatı seviyorum aslında. (:  Geçen gün ofiste arkadaşımın biri ‘burak bak sana beyaz honda buldum’ demesine o an çok sevinmiş olsamda sonradan anladım dalga geçtiğini. Honda’nın konsept tasarımı olan uçan otomobilini gösterdi bana.

Yazıyı okumaya devam et »

Merak edenler vardır belki  son zamanlarda bloguma neden vakit ayıramadığımı ve ortalarda olmadığımı anlatayım dedim.  İki hafta sonra yapılacak olan final sınavlarım nedeniyle ders çalışmaya çalışıyorum. Gerçekten. Ders çalışmak uzun zamandır yapmadığım ve sevmediğim bir iş olsada mecbur kalıyorum zaman zaman.

İş yerindeyken ders çalışma fırsatım olmuyor pek fazla. Haliyle geceleri yapıyorum o işide. Gerçi çoğu zaman da uyuya kalıyorum ders çalışırken masada. (: Sabahları uykusuz ve gözleri kızarık  bir şekilde iş yerine gitmeyi sevmesemde alıştım bu duruma.

Uykuya ayırdığım zamandan bile kısar oldum son günlerde. Sevdiklerimle gezip eğlenmeyi  içip kafa dağıtmayı  özledim sahiden. Asosyal olan insanlar vardırya aynen onlar gibi olmaya başladım son haftalarda.  Ama ben bu günlerin acısı çıkartırım emin olun. Bakınsana hakkımda kısmını bile güncelleyemedim henüz. (: Ne kadar meşgul ve uyuşuk bir insanmışım ben böyle.

Yazıyı okumaya devam et »

Peugeot ‘un başlatmış olduğu Peugeot Fırsatlar Konvoyu’ndan bahsetmek istiyorum. Dün tesadüfen gördüğümüz konvoya arkadaşımla birlikte bende katıldım. Test sürüşlerinin yanı sıra similatörde yarış parkuru ve satış sonrası hizmetlerin tanıtımı gibi küçük etkinlikler vardı.

Gündelik hayatta marka model farketmeksizin gerçek arabaları çok iyi kullanan biri olarak kendimi similatörün koltuğuna atıverdim. Nede olsa dereceye giren yarışmacıya Peugeot 407 hediye edilecekler.  (:

Yazıyı okumaya devam et »