Geçtiğimiz hafta sonu aldığım ayakkabıdan bahsedip değiştireceğimi söylemiştim. Ayakkabı ayağımı sıktığından bir numara büyüğünü almak için iade edip mağazanın diğer şubelerini tek tek gezerek büyük numarasını aramıştım. Aklıma gelen başıma gelmişti , hiç bir şubede büyük numarası kalmamıştı. Ayakkabıyı aldığım şubeye tekrar gittim ve müdürle görüştüm.
O da bana olumsuz cevap verince sinir kat sayım yükseldi. Özel olarak sipariş edemiyorlarmış mış kişiye özel ayakkabı getittiremezlermiş miş , öncelikle o serinin tamamının satılması gerekiyormuş muş vs. geveleyip durdu müdür bozuntusu.
Neyse bi öfkeyle çıkıp eve geldim ve en yakın ildeki şubelerini yani mersini aradım. Ayakkabının markasını , ürün kodunu , rengini , numarasını söyleyip olup olmadığına baktırdım. Neyseki varmış. Hemen o anda telefonda ayırttırdım aman aman kimseye satmayın ben gelip alacağım. Dün de üşenmeden kalkıp mersine gittim ve ayakkabıma kavuştum sonunda.
Mersin deki Ender mağazasından çıkıp cadde üzerindeki diğer mağazalara göz attım. Bu arada yazın 30 ytl ve üzerine satılan şortlar inanmayacaksınız ama 5 ytl ye düşmüştü. (:
Alışveriş olayını bitirdikten sonra karnımın açıktığını fark ettim. Mağazaya giderken yol üzerinde güzel bi tantunici görmüştüm , dönüşte direkt oraya uğrayıp karnımı doyurdum. Şirin bi mekana benziyor yolu mersine düşenlere tavsiye ederim. Yeri jandarma Komutanlığının hemen karşısında. Üzerine birde ustaların fotoğrafını çekince daha bi hoşgörüyle uğurladılar sanki. Fotoğraflar yazının sonunda.
Tren garına gidip Adana’ya dönüş bileti aldıktan sonra biraz oyalanıp trene bindim. Bu sefer gelişte olduğu gibi tren’in tersi istikametine bakan yöne oturmadım. Tren konusunda tecrübeli olanlar hemen tren’in gideceği yöne doğru oturuyorlardı. Bu sefer bende diğer gözü açıklar gibi cam kenarına ve tren’in gittiği yöne doğru oturdum. Uyanık gördüm kendimi.
Tren hareket ettikten kısa bir süre sonra hat kenarında yavru köpekle oynayan çocukları farkettim. İçlerinden bir kaç tanesi trene taş atıyordu. Upuzun tren nasıl olsa benim oturduğum yere denk gelmez deyip fazla aldırış etmemiştim. O sırada öyle bi ses duydum ki hala kulaklarımda çınlaması var. Attıkları taş benim oturduğum yere isabet etti. İki cam arasındaki orta direğe denk geldi. Şuraya. Normal de o taş cama denk gelmiş olsaydı şuan ben bu yazıyı yazamıyor olabilirdim..Verilecek sadakamız varmış.
Herşeyde vardır bi hayır yaptığımız bi iyilik korudu heralde. Ulen bi ayakkabı yüzünden başıma ne işler geliyordu şuna bakın ya. Hangi akıllı ayakkabı almaya Adana dan Mersine gider ki…
Ekim 17th, 2008 at 14:35
[...] Original post by http://henster.org/mersin-den-goruntuler.html [...]
Ekim 17th, 2008 at 21:47
Sen de bu azim oldukça dağı bile delersin
O taşları iyi bilirim. Bu seneyle beraber dört senedir okula trenle gittiğim için (Bostancı - İzmit) bin bir çeşit olayla karşılaştım. Bir keresinde Boğaziçi Ekspresi ile eve gelirken cama doğru kafmı yaslamış uyuyordum. Bir anda öyle şiddetli bir ses ile uyandım ki bir dakika felan ne olduğunu anlayamamıştım. Meğerse zırtapozun teki taş atmış, o taş da üşenmeden benim cama gelmiş Yok böyle bir ses, akşama kadar kulağımdan çınlaması gitmemişti. Allah’a şükür camlar sağlam da patlayıp suratımız dağılmadı.
Ekim 17th, 2008 at 22:37
@MaFiAMaX Valla ben pek alışık olmadığımdan etkisi biraz kalıcı oldu. Aslında trenler de arabalar gibi olacak çekecen el frenini inip dövecen.
Ekim 17th, 2008 at 22:54
[O sırada öyle bi ses duydum ki hala kulaklarımda çınlaması var.]
Geçmiş olsun yaa.
Ekim 19th, 2008 at 14:10
[...] Mersin’den güzel kareler # [...]
Ocak 24th, 2009 at 13:58
çok kral bir memleket:)