Orta Okulda Tahtaya Çıkma Korkusu

Kendimce Yorum Ekle

Vakti zamanında herkes gibi bende öğrenciydim. Herkes gibi kopya çeker dersten kaçardım. Hiç sınıfta kalmadım, kopya çekerken hiç yakalanmadım. Geriye dönüp bakacak olursak biraz deli dolu, biraz haylaz birazdan efendi lise geçmişim vardır. Orta okulda yaşadığım bir sıkıntıyı blogum sayesinde yüzbinlerce kişiye okutmanın verdiği duyguyla kaleme alıyorum.

Bizim orta okul zamanında (99-2000) yoklama defteri daha doğrusu isim listesi  okula ilk kayıt olan öğrencilerden geriye doğru sıralnıyordu. Şimdilerde nasıl bilmiyorum.

Vakti zamanında orta okula geç yazılmış olmalıyım ki listenin en sonlarına düşmüştüm. Son sıradan üçüncüydüm hiç unutmam.

O zamanlar bizlerde (bende) öğretmen korkusu vardı biraz. Tahtaya çıkmamak, cesaret edememek, sınıfta hiç konuşmamak ama dışarı çıkınca da haylazlık yapıp mahalle halkına gına getirmek gibi özelliklerim vardı.

Hocamız tarih dersinin sonunda bir sonraki haftanın konusunu verirdi. Tabi ben hayatta ders çalışmayı sevmezdim o zamanlar. Sokakta oyun oynamak varken kim ders çalışırdı. Aklı sıra kitabın resimlerine bakar iki satır da bir şeyler yazar annemi kandırmaya çalışırdım. Oysaki kendimi kandırırmışımda haberim yokmuş.

Hiç ders çalışmadığım halde notlarım fena olmazdı hani. Sevgili tarih hocam kim anlatacak diye sorduğunda en önde oturan (inek) iki kızdan başka kimse parmak kaldırmazdı. Hoca bu olayı her hafta yaşadığından sınıf listesini açardı ve parmağıyla rasgele isim belirlerdi. İşte o belirlediği isimlerin içinde hep ben vardım, hep ben çıkardım. Nalet olasıca liste.

Gerçekten nalet etmeye başlamıştım artık. Arkadaşlarım arasında alay konusu olmaya başlamıştım artık. Sırf  bu yüzden okulu bırakmayı bile düşünmüştüm o zamanlar. Tabi velimden habersiz kendi kendime düşünüyorum sadece. İcraat yok anlayacağınız.

Ama sahiden psikolojik olarak etkilemişti beni. Her hafta benim adımın okunması ve benim de ‘anlatamıyorum hocam’ demem ne benim nede hocanını hoşuna gidiyordu.

Ağlayacak noktaya gelmiştim resmen. Her hafta aynı kişi çıkar mı ? Ulan hocayı tanımasam bilerek beni seçiyor diyeceğim ama hoca mahallemizin hocasıydı. (: Hatta gözlerini kapatıp  seçmece yapardı bazen. Her hafta eşşek gibi ben çıkardım yine. Ne kör talihim varmış o zamanlarda.

Kısacası şunu merak ediyorum. Şimdilerde benim düştüğüm duruma düşen öğrenci milleti var mı acaba ? zorla konu anlattırılan , tahtaya çıkarılıp arkadaşlarının arasında rencide edilen, küçük düşürülen, derste olduğu halde bilebile yok yazılan öğrenci var mıdır 2009 da. :) Biz bunların hepsini yaşamıştık zamanında.

Bu arada ben suçsuzmuydum ? tabi ki hayır.  Üzerime düşen vazifeleri yapmayıp safsakladığım için hakediyordum aslında ama her hafta listede çıkmakta beni öldürüyordu.

Not: Tarih hocamla geçen yolda karşılaştım. Tokalaşıp öpüştük.  Ordan aklıma geldi bu konuyu yazmak. :)

“Orta Okulda Tahtaya Çıkma Korkusu” yazısına 12 Yorum var!

  1. oğuzhan aslan diyor ki;

    Aynısı bendede vardı belkide herkezde vardır.Herkez kendini seçilmiş insan olarak görür. :)
    Ortaokulda bendede aynı çekingenlik vardı fakat zamanla insan açılıyor ve kabuğundan çıkıp sosyal hayata atıldıkça o korkuyu yeniyor.
    Tahtaya kalkınca olmadık yere kahkaha attığım günleri bilirim.Birinin gözü gözüme deydimi gülmeye başlardım.

  2. ceyda diyor ki;

    :) iyi olmuşş iyi..keşke her hafta değil her gün çıkarsaymışş hoca seni..ben de ilk okulda dayak yediğimi unutmam,günlerden cuma günüydü,ilk okul 1. sınıftayım..
    malumunuz hiç sessizlik olmaz,hocalar sizi ayakta bekletirler saatlerce:) susunnn…sessiz olun…

    neyse efenim,ben de yorulmuş olmamdan dolayı çömelmişim..bu arada istiklal marşı okunurkende çömelmişş durumdaydım..hoca kaşş göz işareti yapsada anlamadımm tabi..

    p.tesii günü okula geldiğimde hocam tokat atmıştı..rezil olmuştum tüm sınıfa..bu benimm ilk ve son dayakk yemem olmuştu..

    o günden sonra çömelmedim hiçç :D :D

  3. AoRGuN diyor ki;

    Şimdi liseler baya farklı :) Şöyle diyeyim,

    - Konu hocaya anlattırılıyor önce
    - Tahtaya çıkarılıp arkadaşlarının arasında rencide ederse şikayet edilebiliyor hoca
    - Küçük düşürülen öğrenci de hakkını arayabiliyor
    - Ve son olarak, derste olmadığı halde arkadaşını arayıp “lan ben okulu kırdım, benim yoklamayı hallet” denilecek duruma geldi yoklamalar.

  4. admin diyor ki;

    İnsanlar zamanla açılıyor. Benim açılma zamanım lise yıllarıma dayanıyor. :) Sonrası zaten malum.

  5. Enes İLHAN diyor ki;

    Çok güzel bir hikaye esasında.Her öğrencinin başından geçmiştir bende de olmuştur aynısı.Hele tahta başında 40 ya da 45 kişinin sessizliği önünde kalp atışlarının yükselişini nasıl unutabilirim ki :)

    Not: Niye “vakti zamanında” diye başlayan cümleleri anlamış değilim.İşin esprisi gibi yazmışsın fakat kendini çok yaşlı görüyormuşsun gibi oluyor Burak kardeşim haberin ola.. :)

  6. birblog diyor ki;

    Bende öyle idim ve hala da öyleyimdir elim ayağım titrer zannediyordum. Ayrıca kekemelik başlardı kelimelerin yarısını yutardım. Bir toplantıda konuşma yaptım ve takılmadım hiç. Şimdi hergün tahtaya çıksam takılmam. Ama aradan ne yazıkki 15 sene geçti.

  7. mcakir diyor ki;

    Valla iyiki yazmışsın, aslında niye yazdın ki o eski korkulu günlerim aklıma geldi…
    Çok iyi hatırlarım Lise de Tarih dersinde (nesi var bu dersin) aynı sizde olduğu gibi bizde de konu anlatımı vardı; çok iyi hatırlarım ben haftaları matematiksel zekamla :) hesaplar hangi gün bana gelcek diye hesap yapardım… Ah şu tahta korkusu yok mu ? üniv.ye geldik neymiş be bizim bildiğimiz Tahta oysaki ondan hayıflana duruyoruk…

    Paylaşım için teşekkürler…

  8. admin diyor ki;

    @Enes diğer türlü yazsam hala öğrenciymiş gibi görünecektim. Hoş hala öğrenci sayılırım ikinci üniversiteyi okuyorum açıktan. :)

    @mcakir arada sırada yazmak gerekiyor. İnsan geçmişini unutamıyor nede olsa. (:

  9. Rana diyor ki;

    Benim de çok başıma geliyor bu. Sanki dersin öğretmenler inadına kaldırıyor.

  10. Kazım Fatih Özçelik diyor ki;

    Bende o tebeşire illet olurdum. Tahtaya çıkıp cevap verememe korkusundan çok o tebeşiri elime almaya çekinirdim. Tebeşir tozuna allerji gibi birşey vardı, ona dokununca elimi iyice yıkayamazsam, akşama kadar kalem tutamazdım. Boğazıma kaçtımı akşama kadar tadı ağzımda kalırdı, iğrenç birşey. Sırf bu yüzden öğretmenlik hep kötü bir meslek olarak geldi bana :)

    Birde tahta silme nöbetçisi olduğumda bu konu beni hep deli ederdi, hocalar anlamamak için ısrar ediyorlar sileceksin diyorlardı :)
    Neyse ki şimdi şu kalemler çıkmışda benim gibiler(varmı bilmiyorum ama) biraz yırtmışlardır.

  11. rzrarti diyor ki;

    Burak abi, senden korkuyorum artık ben. Hayatından silmişsin beni :)

  12. msatic diyor ki;

    Yalnız şöyle bir şey var öğretmenden gözünüde kaçırsan kaçırmasanda bir şekilde senin çalışıp çalışmadığını anlıyor.Eee o kadar psiko dersler görsem uni de bende anlarım :D neyse işin esprisi tabi..
    Ben Lise 2 deyim aynı sorunlar 2009′dada devam ediyor merak etme.
    Ben geçen sana aynı senin gibiydim bu sene birazcık aklım başıma geldi :)
    Görüşmek üzere..

Yorum Gönder

Bu sitedeki tüm yazılar blog sahibine yani Burak Özdemir'e aittir.İzinsiz kopyalanması, çoğaltılması ve karaborsaya sürülmesi kesinlikle yasaktır. Ekim sırasında Persona tohumu kullanılmıştır. Gübre olarakta üzerine WordPress serpiştirilmiştir.

Rss | Reklam | İletişim | Burak Özdemir