Kas 04
Blogcuların bazıları adsense den üç beş kuruş fazla kazanacağım diye olur olmaz yerlere koydukları reklam yüzünden tepki görmeye başladı. Normalden fazla eklenen reklamlar hem göz kirliliğine neden olup blogu amacından çıkarıyor hemde blogu ilk kez ziyaret edenler için kötü bir izlenim bırakıyor.
Hani gündelik hayatta defalarca kez kullandığımız google da aradıklarımızı bulmak için ziyaret ettiğimiz sitelerin , forumların bir çoğu öyle reklam dolduruyor ki içeriği bulmakta bile zorlanıyor insan. Dahası bazılarında içerik bile yok sadece etiket eklemiş eleman , sırf ziyaretçi çekmek için. Ben o tarz sitelere direkt küfürü basıp terk ediyorum ve kara listeye alıyorum.
Geçtiğimiz günlerde iletişim formundan gelen bir mesaj beni inanın çok mutlu etti. Merak edipte öğrenmeye çalıştığı bir konu hakkında arama yapan güzel bir arkadaşım girdiği sitelerin bir çoğunda aradığını bulamayan dahası ziyaretçileri reklamlara tıklatmaya zorlayan ve insanı bezdiren sitelerle karşı karşıya kalmış. Sanırım umutları tükenmek üzereyken bloguma ulaşmış ve diğerlerinde olduğu gibi reklamların aşırı olmaması ve konunun anlaşılır şekilde ifade edilmesi onu çok mutlu etmiş.
Yazıyı okumaya devam et »
Kas 04
Genellikle haberleri ve gündemi her ne kadar internetten takip etsemde büfelerden aldığımız essahlı gazetelerin yeri , kokusu ve çıkan boyası bir başkadır. Özellikle hafta sonları (sabahları) haberleri gazeteden okumayı çok severim.
İnsan gazetenin baş sayfasındaki haberlere kaptırmış ilerlerken kendini pat diye reklamların içinde bulabiliyor. Gerçi ben gazetelerin ilk 6 sayfasını okuyorum ondan sonrasıyla pek işim olmuyor ya neyse. Ortadan sonlara doğru olan sayfalarda yazılanların hangisi haber hangisi reklam karıştırmaya başladım. Gözlerim mi bozuluyor yoksa yaşlanıyormuyum bilemedim.
Adını vermek istemediğim bir kaç gazetede ki reklamlar gerçekten işi çığırından çıkarmış durumda. Zaten haberlerin çoğu trafik kazası , mağanda kurşunu , taciz , tecavüz , ergenekon insanın içi kararıyor bir de bu reklamların sayısı artınca doğru dürüst haber bulmakta zorlanıyor insan.
Yazıyı okumaya devam et »
Kas 02
Hafta sonları yolu nöbetçi eczanelere düşenlerin tabiri caizse dramını kısa kısa aktarıyorum. Bu nasıl bir planlama , programlamadır bilmiyorum Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Adana / Seyhan da toplam 6 tane nöbetçi eczane vardı dün. Allah kimsenin başına vermesin ama şehrin bir ucunda oturan vatandaş rahatsızlansa ve ilaca ihtiyacı olsa kalkıp nerelerden gelmek zorunda kalacak. Herkesin arabası veya taksiye verecek parasının olmadığını düşünürsek eczaneye gidip gelme süresi normalin kat kat üzerinde olacaktır.
Durumu acil olan hastaya ne olacaktır peki ?
Ayrıca eczanenin içi de ana baba günüydü sıra bekleyip üfleyip püflemekten sıkılıyor insan. Şehrin nöbetçi ezcaneleri dün neredeyse tek bir bölgeye yığılmışdı. Yani bunu böyle yapana kadar daha fazla merkezi yerlere dağıtsanız ve sayıyı arttırsanız fena mı olurdu.
Yazıyı okumaya devam et »
Kas 01
Gündüme geldiği ilk günden beri hakkında yazılıp çizilen ‘ cepte numara taşıma ‘ olayı son noktaya gelmiş durumda. Son günlerde çarşı pazar hemen heryerde gsm operatörlerinin standlarına rastlar olduk. Bu gidişle hat sahiplerinin turkcell, vodafone veya avea shoplara gitmesine gerek kalmayacak gibi operatörler müşteri kazanabilmek için farklı farklı organizasyonlara girişmiş bile. (:
Başlatılan bu uyguma gsm sektöründe gerçekten iyi bir adım oldu. Günümüzde her ne kadar krizden söz edilsede milletin cebinden çift hatlı telefonlar eksik olmuyor. Bu devirde herkes bütçesini düşündüğünden farklı gsm operatörlerini aramaktan kaçınır oldu insan , sırf bu yüzden aynı anda kullanılan telefon ve gsm operatör sayısıda artmış durumda.
Yazıyı okumaya devam et »