Dikkat ettim de kendimden söz ederken sürekli ‘ son günlerde ‘ diyerek başlıyormuşum yazmaya. Bu gün değişiklik olsun dedim ve son günlerde diyerek başlamadım cümleye.
Baharın gelmesi çoğu insanı olduğu gibi benide fazlasıyla etkilemiş durumda. İnsanın içini kıpır kıpır eden havalar duygusal müziklerle süslenince bir başka oluyor geceler.
Bir zamanlar internette gizlenmecilik oynanırdı. Forumlarda bile isim kullanılmaz tuhaf tuhaf nickler rumuzlar tercih edilirdi. İnsanlar profillerine dahi farklı iller sahte adlar yazardı. Şimdilerde ise bu durum tam tersine dönmüş durumda.
İnsanlar varını yoğunu gelirini giderini yattığını kalktığını yediğini içtiğini yazar çizer oldu facebook da. Sanal alemde gerçek adını bile söylemekten çekinip yalan söyleyenler, bulunduğu ili dahi saklayarak kendini gizemli tutmaya çalışanlar şimdilerde açık adresini vermeye kalkıyor ya şaşıyorum..
Öyle zamanlar oluyor ki bloga pek vakit ayıramıyorum ya da fırsatım olsada blogla ilgilenmenin dışında vakit ayıracağım gözde insanlar olabiliyor.
İnsanları gerçek hayatta daha çok meşgul eden ve güzel vakit geçirmesine neden olan karşı cinsler sayesinde blogculuk bazen kan kaybedebiliyor. Sadece iş ya da okul yüzünden değil sevgili yüzünden bile blog’u güncelleme süresi uzayabiliyor günümüzde.
Okulda veya iş yerinde makale yazmak için zamanımızın olmadığını düşünelim ve aynı zamanda kız arkadaşımızda çalışıyor olsun. İş yoğunluğunun arasında sık sık telefon görüşmesi yapamıyor öğle aralarında yemekten arta kalan sürede görüşme sağlanıyor olsada haliyle yetersiz kalacaktır ve akşam muhabbetine ihtiyaç duyulacaktır.
Son günlerde blogu epey ihmal eder oldum farkındayım. Twitter sayfamda az çok yazmaya çalışıyorum olup bitenleri ama bloga girdi eklemek için pek fırsatım olmuyor. Son bir haftadır kuzenim (semra) in düğün telaşı sarmıştı. (: Hazırlıktı , kına gecesiydi , koşturmacaydı ve cumartesi akşamı yaptığımız düğün sonrası epey yorulduğumun farkına vardım.. Sesimin kısıklığı , kulağımın çınlaması yeni yeni geçmeye başladı.
Düğünümüz harika oldu valla. Bol oynamalı , danslı , halaylı , kalabalık ve keyifli geçti. Çektiğim 150 fotoğrafta güzel bir anı olarak kaldı. Salondakilerin ‘bu fotoğraf nasıl elimize geçecek’ demesi beni kara kara düşündürüyordu. Kimin hangi fotoğrafı isteyeceğini bilmediğimden rastgele çıkarttırmam doğru olmaz diye düşündüm. Bu arada mailler , msn den titreşimler gelmeye başladı bile ‘fotoğrafları ne zaman göndereceksin’ diye.
Windows live messenger ‘ın merakla beklenen 9. sürümü ( Build 14.0.3.3921.0717) çıktı. Alışılmışın dışında epey değişiklik yapılmış görünüşe bakılırsa. Görsel açıdan göze çok hoş geliyor dilerseniz resimlerini 1 - 2 - 3 ve 4 linklerinden görebilirsiniz.
Henüz kurup denemedim ama ilk fırsatta görüşlerimi bu yazının devamına ekleyeceğim. Haberi bu sabah ilk olarak mess.be de gördüm ve akabinde bende duyurmak istedim.
Windos Live Messenger 9 M1 (Build 14.0.3.3921.0717) sürümünü indirmek için aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz.
Dünya da en çok msn messenger kullanan ülkeler arasında ilk sıralardayız diye hatırlıyorum. Bir zamanlar istatistikleri çıkarmışlardı sanırım. İlk sıralarda olmamıza rağmen adamlar hala bize tam destek sağlamıyor bana göre.
Geçtiğimiz gün yaşadığım bir problemden dolayı windows live mail’in yardım merkezine (bilgi almak) için mail göndermem gerekiyordu hesap doğrulama hakkında. Gördüm ki yardım merkezin de Türkçe dil seçeneği yok. Kardeşim millet mecburmu size ecnebice mail göndermeye.
Gerçi ülkemizde hotmail‘in yardım merkezine danışıpta yardım alan kaç kişi var ki ? Bunu da hesaba katarsak neden eklemedikleri ortaya çıkıyor sanırım. Her ne olursa olsun listede Türkçe dil seçeneğinin muhakkak olması gerekiyor du bana göre.
Neyse artık onların Türkçe dil desteği vermesini beklemeyeceğim tabi ki. Ordan burdan biraz derleyip toparlayıp bi şekilde ingilizce mail göndereceğim.
Sizinde benzer konuda sıkıntınız olursa ve windows live mail çalışanlarına ulaşmak isterseniz aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz.
Uzun zamandır aklımda olan bir projeyi hayata geçirdim sonunda. Henster blog da yazamadığım konuları geçici süreliğinede olsa msn spaces‘im de yazıyordum daha önceleri. Tamamen kişisel hatta özel sözlerim diyebilirim.
Msn spaces’im en başından beri yetersiz kalıyordu aslında ve sadece listemdeki kişiler ziyaret ediyordu. Tabi onlarında % 10 ‘u giriyordu anca. Yazılarımı daha fazla kişiye okutmak ve daha önce aldığım alan adını kullanmam için iyi bir fırsat diye düşündüm.
Aslında burak özdemir.net ‘e wordpress kuracağım hiç aklıma gelmezdi. Erdoğanla birlikte flash’ta sade açık tonlu ve basit bir site hazırlayacaktık ama bazı nedenlerden dolayı vazgeçtik. En sağlıklısının ve uygununun wordpress olduğunu en başından anlamalıydım ya neyse.
www.burakozdemir.net ‘i Düş Defteri diye adlandırdım ve yazdığım yazıları da o kategori altında yayımladım , yayımlamayada devam edeceğim. Sadece kendime özgü yazdığım sözleri ve bazende ruh halimi aktarmaya çalışacağım.. Hayırlısı olsun diyelim.
Her zaman ki gibi yine aklıma ilginç bir konu geldi ve hemen yazmak istedim. Bu seferki konumuz msn listemizde olanların (özellikle tanımadıklarımızın ve fazla samimi olmadıklarımızın) iletisinden ve konuşma tarzlarından yaşını bulmak.. Bu konuda hiç zorluk çekmiyorum açıkcası profesyonelmiyim nedir. Msn de tanımadığım kişilerle ilk kez konuşurken pek yaşını sormam zaten biraz muhabbet edince yaptığı işten ve okuduğu okuldan az çok anlaşılıyor. (:
Bunların dışında olan bir kesim var ki;
Kalıplaşmış kelimeler kullanıyorlar artık. Özellikle şu liseli gençlik yok mu (benim gözümde özenti gençlik) onlar yapıyor herşeyi. İnsan’ın liseli tanıdığının olması ne kötü değil mi.
Bu sitedeki tüm yazılar blog sahibine yani Burak Özdemir'e aittir.İzinsiz kopyalanması, çoğaltılması ve karaborsaya sürülmesi kesinlikle yasaktır. Ekim sırasında Persona tohumu kullanılmıştır. Gübre olarakta üzerine WordPress serpiştirilmiştir.